Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 7°C
Yağmurlu
Sinop
7°C
Yağmurlu
Pts 9°C
Sal 11°C
Çar 12°C
Per 13°C

Toprağın Çocukları

29 Ocak 2013 20:20

Erdoğan Erkaymaz

Günümün evimin dışında geçirdiğim adreslerden biri olan Saymoz Otel Kafe Bar’da otururken emekli eğitimci büyüğüm Şerafettin Yüksel (Albay); “Erdoğancım, İnönü Ortaokulu adına Toprağın Çocukları filmini getirttik, filmi izler misin?” deyince en azından katkı sağlamak adına 2 davetiye aldım. Eşimin işi yoksa filmi izlemek istediğimi belirttim.

Küçük kızım Güzin Tuğba Erkaymaz Marmara Üniversitesi Sinema Tv bölümünde okuyor. En azından ileride iyi sinemacı olacağına inandığım bir kızın babası olarakta bu etkinlikte yer almalıydım düşüncesiyle filmi izlemeye gittik. Yönetmen Ali Aydan Özgür’ün yönettiği; tarihi, biraz politik, içinde dramda olan, Erkan Can, Türkü Turan ve arkadaşlarının oynadığı, senaryosunu Dilşah Özdinç’in yazdığı filmi izledim.

Film Köy Enstitülerinin hikayesini konu etmiş. Savaştan çıkmış, ayağa kalkmaya çalışan bir ülkenin çocukları yoktan var etmeyi öğreniyor. Mustafa Kemal Atatürk, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç insan devrimi ışığının eğitimde olduğunu düşünürler. Çünkü ülke yaşayanlarının o günlerde %80’i okuma yazma bilmeyenlerden oluşmaktadır.

Film kısaca “Çingenelerin sıtma yaydıkları bahanesiyle Köy Enstitüsü yakınlarda kurulan çingene kampına saldırı düzenlenir. İki çingene Karika ve Melek bu saldırıdan kaçmaya çalışırlar. Tam yakalanacaklarken enstitü öğrencisi Cevher tarafından kurtarılır ve enstitüde saklanırlar. Hikayenin geçtiği dönem olan 1945 yılı enstitülerin üzerindeki baskının iyice arttığı bir dönemdir. Ve bu durum komutan Necip’in enstitüye karşı olan kötü hedeflerine mekan hazırlar. Bir bahaneyle okulu basan Necip, enstitünün müdürü Kemal hocayı tutuklar ve mahkemeye sevk eder. Okul öğrencileri yakında açılacak Anfi Tiyatro’nun çalışmaları ile uğraşırken müdürlerinin tutuklanma haberiyle sarsılırlar. Mahkeme sonucu müdür serbest kalır.”

Dönemin eğitim yönetenleri ülkemizde önemli merkezlerde kurdukları köy enstitülerinde çocuklar; mandolin, piyano, keman çalıyor, Shakespeare eserleri okuyor, tiyatro sahneliyor, meslek erbabı oluyorlardı. Bu genç Cumhuriyetin çağdaşlaşma hayaliydi. “Kominist yetiştiriliyor bu okullarda” ve yine “Kızlı erkekli zinaya teşvik ediyor” gibi yobazca ithamlarla önleri kesildi. Teker teker kapatıldı. Kapılarına kilitler vuruldu. Bu kilitleri vuranlar ülkenin anahtarlarını da ABD ve Avrupa egemenlerine teslim etmekteler bu günlerde…

1940-1946 arasında Köy Enstitülerinde 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmış. Aynı dönemlerde 750 bin fidan dikilmiş, oluşturulan bağların miktarı 1200 dönümdür. Bunun yanında 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmenevi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santrali, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km de yol yapılmış.

Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy Enstitülerinde bin 308 kadın ve 15 bin 943 erkek olmak üzere toplam 17 bin 251 köy öğretmeni yetişmiş. Ülkemizin önde gelen yazarları ve düşünürleri de bu okullarda okuyup, yetişmişlerdir. (Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Ali Dündar, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu ve Dursun Akçam gibi…) Aşık Veysel enstitüleri gezip öğrencilere saz çalmayı göstermiştir.

Bugün eğitim sistemimiz üzerinde türlü türlü oyunlar oynanmakta olduğunu biliyoruz. Günümüzde de tartışılan Köy Enstitülerinin dönemindeki başarısı hangi niyetle kapatıldığı, kaliteli eğitimin kimi neden rahatsız ettiğini, eğitimsizliğin kimlerin işine geldiğini anlatmaya çalışan “Toprağın Çocukları” filminin verdiği mesajı izleyenler anlamıştır düşüncesindeyim. Filmin Ayancık’ta izlenmesinde katkısı olanlara bir eğitimci olarak teşekkür ediyorum.

Sevgi ile kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.