Videolu Demokrasi Nöbeti
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) askeri darbe girişimine karşı vatandaşların tuttuğu ”Demokrasi Nöbeti” devam ediyor.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) askeri darbe girişimine karşı vatandaşların tuttuğu ”Demokrasi Nöbeti” devam ediyor.
15 Temmuz FETÖ’nün darbe girişimi sonrası her yerde olduğu gibi Sinop’ta da halk demokrasi nöbetini sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyan kadın erkek, genç yaşlı yüzlerce vatandaş, Cuma gününden bu yana geceden sabaha meydanları terk etmeyerek, demokrasiye ve milli iradeye, tuttukları nöbet, attıkları sloganlar ve hazırladıkları pankartlarla sahip çıkıyorlar.
Darbe Girişimine karşı halkı yalnız bırakmayan Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül yaptığı açıklamada, birlik olanın önemini şu sözlerle açıkladı; Sayın Valim öncelikle Sinop’a bu güzel kente hoş geldiniz diyorum. Değerli Milletvekilim, Sevgili Belediye Başkanı kardeşlerim, çok değerli Sinoplular, bu özel akşamda sizinle olmaktan son derece mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.
Ülkemiz zor bir badire atlattı. Ama biz ulus olarak zorlukların hep üstesinden gelmiş olan bir milletiz. Birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzda birbirimize inanıp güvendiğimizde Türk Milletinin yapamayacağı başaramayacağı herhangi bir iş yoktur. Tarih, bunun örnekleriyle doludur. İşte Çanakkale, İşte Kurtuluş Savaşı, ben bugünleri de bir Kurtuluş Savaşı olarak görüyorum. Bizi bilmeyenler Türk ulusunu iyi tanıyamayanlar bunlar dış güçler olabilir bunlar dışarıdaki güçlerin içerdeki temsilcileri olabilir.
Ülkemize maalesef hiç hak etmediğimiz şekilde bir oyun oynandı. Bir oyun oynadılar ama bunun şöyle bir de faydası oldu. Evet bir badire atlattık keşke bunlar hiç olmasaydı. Bizi birbirimize daha çok yakınlaştırdılar. Bizi daha bir kenetlediler. Bugünkü Taksim mitingi de bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Bu akşam Sayın Cumhurbaşkanı’nın yarın liderleri bir araya toplayıp birlik beraberlik mesajları vermesi, konsensüs sağlamaları çok çok önemli işler diye düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki günlerde de hiç kimsenin özellikle de dış güçlerin ve onların işbirlikçilerinin aramıza girmesine müsaade etmeyelim. Onların bu ülkeye zarar vermesine müsaade etmeyelim. Birbirimizi kucaklayalım birbirimize sarılalım. Evet her konu üzerinde anlaşamayabiliriz siz benim gibi bende sizin gibi düşünmeyebilirim. Ama bu bizim birlik beraberlik içerisinde olmamıza engel bir şey değil. Başka Türkiye yok Başka Türk milleti yok.
Etrafımızı hep beraber görüyoruz kan gölü içerisine çevirdiler ve bundan bizler de etkileniyoruz. Ama ben şuna yürekten inanıyorum sizlerde inanın. Biz bir daha söylüyorum birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzda, birbirimizi kucakladığımızda, birbirimize tahammül gösterdiğimizde tıpkı Sinop’ta olduğu gibi bizim üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir iş yoktur. Bu duygular içerisinde hepinize en içten saygı ve saygılarımı sunuyorum. Şehit olan kardeşlerimize, evlatlarımıza rahmet diliyorum. Allah bize bir daha böyle günle göstermez diyor hepinize tekrardan sevgi ve saygılarımı sunuyorum. ‘’dedi.
Ardından AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş konuşma yapmak üzere vatandaşların arasından gelerek kürsüde yerini aldı.
Maviş yaptığı açıklamada darbe girişimine yeltenenlerin cezasız kalmayacağını vurgulayarak şu sözlere yer verdi;
‘’ Sayın Valim, Belediye Başkanlarım, Siyasi Partilerimizin Temsilcileri, İl Genel Meclis Üyelerimiz, Muhtarlarımız ve tam 10 gündür milli iradeye sahip çıkmak için milli egemenliğe sahip çıkmak için alanlarda sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutan aziz milletimizin şerefli evlatları, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
15 Temmuz gecesi bir avuç FETÖ’cu darbecinin hayasızca akınına karşı göğsünü siper etmiş aziz milletimizin aziz evlatları nasıl geçmişte bu milletin üzerine çullanan yedi düveli karşı nasıl şanlı bir duruş gösterdiysek 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz günü de alanlarda meydanlarda tank paletlerinin önüne yatarak tankların üstüne çıkarak yine bu millete yaraşır bu millete yakışır şanlı bir direnişin örneğini gösterdik.
Bu millet çok darbeler gördü 1960 darbesini yaşadık ardından Talat Aydemir’in darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünü yaşadık. 12 Mart muhtırasını yaşadık. 1980 12 Eylül’ü hep birlikte acılarla yaşadık. 28 Şubatı yaşadık 27 Nisan muhtırasını yaşadık. Ancak hiçbir darbe teşebbüsünde namlular hiçbir darbe girişiminde silahlar bu milletin üstüne doğrultulmadı.
15 Temmuz gecesi helikopterlerden açılan ateşlerle, jetlerden atılan bombalarla, tanklardan sıkılan kurşunlarla ve bu milletin üzerine sürülen tanklarla alçakça gerçekleştirilen bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Ancak bu millet nasıl ki Kurtuluş Savaşı’nda bütün topraklarını işgal etmek için çullanmış yedi düvele karşı büyük bir azimle büyük bir kararlılıkla büyük bir Kurtuluş Savaşı vermişse 15 Temmuz gecesi de Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde onun kararlı vakur ve cesur durumu karşısında sokaklara döküldü meydanlara döküldü ve meydanlarda lideri ile birlikte üzerine sürülen tank paletlerinin altına yatarak, o tankların üstüne yatarak o tankların üstüne çıkarak tepesinden atılan bombalara aldırış etmeden üzerlerine sıkılan kurşunlara aldırış etmeden bu darbeyi geri püskürttük. Çünkü biz çok acılar yaşadık. 1960’da bu milletin oylarıyla seçilmiş, demokratik yollarla iş başına gelmiş Adnan Menderes dar ağacına gönderilirken, Adnan Menderes ve arkadaşlarının boynuna yağlı ilmek geçirilirken acılarımızı yüreklerimize gömdük. 12 Eylül oldu. 1 sağdan alalım dediler 1 soldan alalım dediler. Sağcılar da ağladı, solcular da ağladı. Anaların ve babaların gözyaşları aktı. Acılarımızı yüreklerime gömdük 28 Şubatta seçilmiş Başbakan Necmettin Erbakan, Milli Güvenlik Kurulu’nda boncuk boncuk terlerken, milletçe acımızı bağrımıza, yüreğimize, kalbimize gömdük. Ama bu sefer sahip çıkamadığımız milletin adamlarının öbür dünyada yüzüne cesurca bakabilmek için milletin adamı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmak adına dedik ki milletçe bu sefer acılarımızı toprağa gömmeyeceğiz, bu sefer acılarımızı yüreklerimize gömmeyeceğiz. Bu sefer bu acıları yüreklerimize gömmek yerine bu darbecileri millet iradesine mahkum edeceğiz ve bu darbecileri gömeceğiz dedik. Dünyada eşine ve benzerine rastlanmamış bir şekilde milli iradenin sembolü olan milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. Aynı şekilde yine milletimizin göz bebeği olan Özel Harekat Daire Başkanlığı bombalandı ve maalesef ki 50 şehidimiz oldu. Sokaklardaki masum insanlarımız kurşunlandı. Ama Allah’a şükürler olsun ki geleceğimize sahip çıkmak milli irademize sahip çıkmak, demokrasiye sahip çıkmak için her şeyi göze aldık meydanlara çıktık. Meydanlarda halkın iradesi hakim oldu, tankın gücü karşısında halkın gücü meydanlara egemen oldu. Ve halkın gücü karşısında tankın gücü etkisiz hale geldi, çaresiz kaldı.
Hepinizden Allah razı olsun.
O gece çağrı geldiğinde sizlerin bize emanet ettiği milli iradeye sahip çıkabilmek için vekaletinizle sahip olduğunuz milli egemenliğe sahip çıkabilmek için meclise silahların, tankların arasından koşarak gittik. Milletin iradesini yansıtan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açık tutmak için buradayız dedik sizin adınıza Türkiye Büyük Millet Meclisinde nöbet tuttuk.
Allah’a şükürler olsun ki TBMM’de milletten aldığı yetkiyi namusu bilen milletvekilleri hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin, CHP’lisiyle MHP’lisiyle AK Partisiyle demokrasiye sahip çıktı. Milli iradeye sahip çıktı. Milli egemenliğe sahip çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi biliyorsunuz gazi meclistir. Ama 15 Temmuz gecesi tepesine yağdırılan 7 bomba ile birlikte TBMM 2. Kez gazi meclis olmuştur. Sizden aldığı yetkiyle bu milletin evlatları sahip çıktılar. Ve TBMM nasıl İstiklal Harbini yürüttüğümüz günlerde Polatlı’dan düşman askerlerinin top sesleri duyulmasına rağmen çalışmışsa, o meclis gazi meclis olarak İstiklal Harbini yürütmüşse Kurtuluş Savaşı’nı yürütmüşse 15 Temmuz gecesi de sizden aldığı vekaletle milletvekilleri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bu sefer kendi içinden çıkmış düşmanın bile yapmadığını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne demokrasiye reva görmüş asker üniforması içindeki FETÖ’cu terör örgütü üyelerine karşı korudu ve meclisi açık tuttu. Allah’a hamdolsun.
Bir kutlu yürüyüşe sahibiz millet olarak 1071 de Sultan Alparslan’ın Malazgirt’ te askerleriyle beraber başlattığı o kutlu yürüyüş bugün hep birlikte milletçe sürdürdüğümüz kutlu yürüyüştür. 1071 de Malazgirt’te Alparslan’ın ve onun yiğitlerinin önünde kim set olmaya çalışmışsa, bugün bu darbe girişimini gerçekleştirmeye çalışanlar ve bu kutlu yürüyüşü durdurmaya çalışanlarla aynı kişilerdir. İşte onlarda aynı kisvedeki aynı kişilerdir. 1453’de Ulubatlı Hasan oklara göğsünü siper ederek bayrağa sımsıkı sarılıp, burçlara nasıl o bayrağı takmak ve elinden düşürmek istememişse tankların karşısına çıkan paletlerin altına yatan kardeşlerimizde aynı Ulubatlı Hasan’ın imanıyla inancıyla doludur.
Kurtuluş Savaşında biraz önce Sevgili Belediye Başkanı’mızın söylediği gibi nasıl hep birlikte milletçe omuz omuza bu hayasızca akınların karşısına göğsümüzü siper etmişsek 15 Temmuz’da da aynı şekilde millet olarak bu hayasız akına göğsümüzü siper ettik. Bu kutlu duruşunuz bu kutlu yürüyüşünüz mübarek olsun. Allah hepinizden razı olsun.
Bu millet hangi çılgın bana zincir vuracakmış diyen bir millettir. Bu millet esaret kabul etmeyen bir millettir. Bu millet, arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın diyen Mehmet Akif’in Asımın nesli dediği bir millettir. Bu millet yurdunu alçaklara uğratmadı. Bu millet hayasızca akınlara karşı göğsünüz siper etti. Şimdi hep birlikte siyasi parti ayrımı göz etmeksizin yeniden bu ülkenin bu kutlu yürüyüşünü sürdürmek için kalkınma gelişme büyüme hamlelerini yeniden rayına sokmak için hep birlikte mücadele edeceğiz. İktidarıyla muhalefetiyle mücadele edeceğiz.
Bakın TBMM’de olağanüstü hal ilan ettik. Millete karşı değil millete karşı kumpas kuran, millete karşı darbe teşebbüsünde bulunan bu FETÖ’cu alçaklara karşı olağanüstü hal ilan ettik. Neden? Biran evvel gecikmeden beklemeden zaman kaybetmeden derhal bu ülkede tuzak kuran kim varsa milletin önünde hesap versin diye olağanüstü hal ilan ettik. Bu millete tuzak kuranlar eninde sonunda bu milletin karşısına çıkıp hesap verecektir. Bu konuda hiçbir kuşkunuz olmasın. O gece MHP’sinden CHP’sinden Ak Parti’sinden bütün milletvekilleriyle bir araya geldik omuz omuza verdik ve bir sloganla meclisin kubbesini inlettik. Dedik ki darbeciler halka hesap verecek. Darbecilerle kimin ilgisi varsa hesap verecek. Ben buradan Taksimde Ankara’da Kızılay’da, Samsun 19 Meydanı’nda, Bursa’da Konya’da Sinop’ta ve tüm ilçelerde meydanları dolduran bütün hemşerilerime teşekkür ediyorum.
Buradan vatanına sahip çıkan ülkesine bayrağına sahip çıkan o yiğit adama o milletin adamına Recep Tayyip Erdoğan’ sahip çıkan milletimin aziz fertlerini saygıyla selamlıyorum.
Şehitlerimizi buradan rahmetle anıyorum. Ömer Can’ımızı Ayancıklı kardeşimizi, ciğerparemizi daha Hukuk Fakültesi 2. Sınıf öğrencisiyken Külliyeye koşan ve Başkumandanını korumak için göğsünü şarapnel parçalarına siper eden Ömer Can’ımı rahmetle anıyorum. Ömer Can’ımın annesine dedim ki Cumhurbaşkanımızın selamları var taziye dileklerini, iletiyorlar. Bana verdiği cevap şu oldu Allah onu başımızdan eksik etmesin. 2 gece evvel Cumhurbaşkanımız TBMM’ye yapılan saldırıyı incelemek için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldiğinde dedim ki Sayın Cumhurbaşkanım Ömer Can’ımızın Annesinin size selamları var. Allah Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin diyor dedim. Cumhurbaşkanımızın da sizlere buradan selamlarını iletiyorum.
Allah birliğimizi bozmasın. Kardeşliğimizi bozmasın. Bu millete tekrar böyle acılar yaşatmasın. Demokrasi var oldukça hep birlikte varız. Milli egemenlik var oldukça hep birlikte varız. Bu ülkenin Türküyle, Kürtüyle, Alevisiyle hep birlikte varız. Hep birlikte var olacağız. Kardeşliğimize kastedenler kim olursa olsun hep birlikte direneceğiz. 2. Bir emre kadar meydanları terk etmek yok. Cumhurbaşkanımız Nöbeti bırakabilirsiniz diyene kadar meydanları boş bırakmak yok. Nöbetiniz kutlu olsun.
Allah hepinizden razı olsun.’’dedi.
Ve son olarak, darbe girişime kim kalkışırsa kalkışsın kanunların ve milletin önünde hesap vereceğinden bahseden Sinop Valisi Kemal Cirit konuşmasında şu sözlere yer verdi;
‘’ Sevgili Sinoplular, Sayın Vekilim, Bütün İlçelerden ve Beldelerden gelen Belediye Başkanlarımız, İL genel Meclisimizin çok değerli üyeleri, sizlerin sorunlarını bizlere ileten çok değerli muhtarlarımız hepinize selamlar olsun.
Yaklaşık 10 gündür bu meydanları doldurmaktasınız. Bu meydanlardan bir ses vermektesiniz. Diyorsunuz ki biz ne Cumhuriyetimizi bırakırız ne de demokrasimizden vazgeçeriz. İşte siz Sinoplular demokrasiden vazgeçmemek için bugün buradasınız. Bakınız programın başında şehitlerimizi göstererek özgeçmişlerini okudular. İşte onlardan birisi de sizin aranızdan bir şehidimiz Ömer Can kardeşimizdi. Bugün kapatmış olduğumuz bu malum yapının bu terör yapısının okullarından birisinin adına Ömer Can kardeşimizin ismini vereceğiz.
Alkışlarınız susmasın kimin için susmasın bizim sesimizi de size ileten basın mensupları için bir alkış istiyorum sizden. Neden alkış istiyorum? TRT’de başına silah dayanan, bildiri okutulurken CNN’de Hande Fırat demokrasi dersi veriyordu. Bakınız orda CNN’de basın mensuplarının sesi olarak Türkiye ye seslendi. Bir kez daha Sinop meydanından kendisine selamlarımızı iletiyoruz. Ve tabi ki önümüzdeki hafta basın bayramımız, belki bir bayram kutlayamayacağız ama buradan ben tüm basın mensuplarının bayramını kutluyorum.
Evet bir millet uyandı ama bu uyanan milleti fark edemediler. Bir milletin zihniyeti değişti, bir milletin paradigması değişti. Zannettiler ki karşımızda eskileri var. O eskileri de belki demokrasi mücadelesi vermişlerdi ama sesi gür çıkan işte şuan bu meydanları oluşturan başta Sinoplular olmak üzere bütün milletimiz olmuştur. Doğulusuyla, Batılısıyla, Kuzeylisiyle, Güneylisiyle demokrasi sınavından anlının akıyla çıkmayı başarmış bir milletiz biz. Sevgili Sinoplular demokrasi yürüyüşümüz devam ediyor.
Biz vizyonu olan bir ülkeyiz. Biz üçüncü dünya ülkesi değiliz Muz Cumhuriyeti hiç olmadık. Bu vizyona sahip ülkede sözde devletin verdiği kıyafetleri giyerek silahı doğrultanlar vizyonsuz hale getirmeye çalışmıştır. Ama başaramadılar. 7’den 77’ye bütün milletimizin dik duruşuyla karşı karşıya kaldılar. Bugün Sinop dik duruyor, bugün Ankara dik duruyor, Diyarbakır dik duyuruyor, Urfa dik duruyor, İzmir dik duruyor bilhassa milletimiz dik duruyor. Onun için ayrıca teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
2023 vizyonu diye bir hedef koyduk. Bu demokrasinin de en üst standarda ulaşabileceği bir tarih, Cumhuriyetimizin de 100. yılını kutlayacağız. İhracatımızdan turizm gelirlerine kadar her şeyi en üst sınırda sağlamak için çaba sarf edeceğiz. Bunu bizler sarf edeceğiz sizler sarf edeceksiniz, Meclis’te milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız sarf edecek. Ama onların arasındaki bir grup terör yapısını bu paralel bir grup unsurları desteklemeyi kendilerine görev edindiler. Ve bunlara da hukuk içerisinde dokunmaya devam edeceğiz. Ve hukukun önüne çıkarmaya bir kez daha sizlerin önünde söz veriyorum.
Biz hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi savunduk, ülkemiz gelişsin dedik, küresel güç denilen ülkeler arasında bu milletin aziz milletin devleti de olsun dedik. Türkiye’de olsun dedik ve Türkiye’de olacak. Sevgili Sinoplular Sinop’un birçok köyünden ilçesinden ve Sinop Merkezden gelerek bu meydanları doldurdunuz. Hepinize Sinop Valisi olarak bir kez daha teşekkür ediyorum. Geceniz kutlu olsun, yürüyüşünüz kutlu olsun.
Allah’a emanet olun.’’ Dedi.
Ardından toplu dua yapılarak, nöbet tutulmaya devam etti.